Sigortalının Üçüncü Kişinin Ağır Kusuru ile Zarara Uğraması Durumu İş Kazası Sayılır mı?

I- GİRİŞ

İş hayatında yaşanılan bir olayın yahut kazanın iş kazası sayılıp sayılmayacağı konusunda tereddütler yaşandığı, muğlak durumlar olmaktadır. Bu muğlak durumlardan biride üçüncü kişilerce sigortalıların zarara uğraması halidir.

Bu yazımızda, üçüncü kişilerin kusuru nedeniyle sigortalıların zarara uğraması hatta ölmesi durumunda olayın ne şekilde değerlendirilmesi gerektiğini açıklamaya çalışacağız.

II- 5510 SAYILI KANUNDA İŞ KAZASI

İş kazası, sigortalının, işverenin emir ve talimatları altında bulunduğu esnada çalıştığı iş veya işin gereği nedeniyle aniden ve dıştan meydana gelen bir etkenle onu bedence ya da ruhça zarara uğratan olay” olarak tanımlanmaktadır(1).

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun(2) 13. maddesinin kenar başlığı “İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması” olmakla birlikte madde metninde bir tanım verilmemiştir. BuKanun kapsamında sosyal sigortalar hukuku açsından bir olayın iş kazası sayılabilmesi, olayın ancak Kanun’un madde 13/1 hükmünde sınırlı olarak sayılan hallerden birinde meydana gelmesi halinde mümkün olmaktadır(3).

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun(4) 13. maddesinin kenar başlığı “İş Kazasının Tanımı, Bildirilmesi ve Soruşturulması” olmakla birlikte madde metninde bir tanım verilmemiştir. Bu Kanun kapsamında sosyal sigortalar hukuku açsından bir olayın iş kazası sayılabilmesi, olayın ancak Kanun’un madde 13/1 hükmünde sınırlı olarak sayılan hallerden birinde meydana gelmesi halinde mümkün olmaktadır(5).

İş kazası, 5510 sayılı Kanun’un 13. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen durumların sonucunda oluşan ve sigortalıyı o an yahut sonrasında bedensel ya da ruhsal özrüne neden olan olay olarak ifade edilmiştir.İş kazası,

4/1-(a) kapsamındaki sigortalının;

• İşyerinde bulunduğu zamanda,

• İşverence yürütülen iş dolayısıyla,

• İşyerinden ayrı fakat göreviile ilgiliolarak başka bir yere gönderilmesi sebebiyle asıl işini yapmadığı zamanlarda,

• Emziren kadın sigortalının, çocuğunu emzirmesiiçin belirlenen zamanlarda İş mevzuatına tabi olup olmadığının önemi bulunmamakla birlikte bu mevzuatta yer alan sürelerde,

• İşverence temin edilen bir taşıtla işin ifa edildiğiyere gidiş geliş zamanlarında,

4/1-(b) kapsamındaki sigortalının;

• İşyerinde bulunduğu esnada,

• Yürüttüğü iş sebebiyle işyeri dışında,

başına gelen ve sigortalının o an yahut sonrasında “bedensel” veya “ruhsal” olarak özrüne sebep olan“olay” olarak tanımlanmaktadır.

III- SİGORTALININ ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN AĞIR KUSURU ile ZARARA UĞRAMASI

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun(6) 21/IV. maddesine göre, sigortalıların geçirdikleri iş kazasının veya yakalandıkları meslek hastalığının ya da hastalık halinin üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana geldiğinin tespit edilmesi halinde, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilecektir. Bu bağlamda, eğer hastalık olayı işverenin kusuru nedeniyle gerçekleşmişse, hastalık sigortası açısından, sigortalıları çalıştıran işverenleride üçüncü kişi olarak kabul etmek gerekir(7).

Ancak burada üçüncü kişiden kimin/kimlerin kastedildiği, kimlerin üçüncü kişi kapsamına girdiği zaman zaman karşılaşılan olaylarda tereddüte yol açmaktadır. Çünkü iş kazası ve meslek hastalıklarında sorumluluğu olan kişiler işveren, sigortalının kendisi ve üçüncü kişi olup işveren ve sigortalının kim olduğu zaten bellidir. Ancak üçüncü kişi için durum aynı şekilde net değildir. Örneğin kazaya maruz kalan sigortalı dışında aynı işyerinin işçisi olan ve kazanın meydana gelmesinde sorumluluğu bulunan kişi üçüncü kişi sayılır mı? Birden fazla işçiyi kapsayan iş

kazasında aynı kazaya maruz kalan ve kazanın meydana gelmesinde kusuru olan kişi kazaya uğrayan diğer kişiler açısından üçüncü kişi sayılır mı? Buradaki üçüncü kişiden, kazaya maruz kalan sigortalı ile işveren/işveren vekili dışındaki bütün kişilerin kastedildiği söylenebilir.

Sigortalıların, üçüncü kişilerin ağır kusuruyla ve 5510 sayılı Kanunda sayılan haller içinde bir zarara uğraması ve hatta ölmeleri dahi ihtimal dâhilindedir. Böyle bir durumda olayın iş kazası sayılmasında tereddüt olmasa gerektir.

Yargıtay kararına konu olan bir olayda iki günde bir geceleri bina ve mal bakım görevlisi olarak çalışan bir işçi görevini yaptığı sırada daha önceden alacak meselesi olan bir husumetlisi tarafından vurularak öldürülmüştür.Yargıtay bu olaya ilişkin kararında durumun iş kazası olduğunun tartışmasız olduğunu belirtmiştir (Yrg. 21 HD.14.11.2018, E. 2017/968, K. 2018/8256). Yargıtay başka bir kararında da şantiyeye tır ile eşya taşıyan sigortalının taşıma sırasında terör saldırısı sonucu aracın yakılması suretiyle öldürülmesini iş kazası saymıştır (Yrg. 21 HD. E.2016/14803, K. 2017/5255). Her iki yargı kararı da isabetlidir. Çünkü 5510 sayılı Kanunda sayılan durumların birinde sigortalının kendi ağır kusuru nedeniyle gerçekleşen zarar ya da ölüm olayları iş kazası sayılabildiğine göre üçüncü kişinin ağır kusuru nedeniyle gerçekleşen zarar ya da ölüm olaylarının iş kazası sayılması da evleviyetle geçerli olmalıdır(8).

IV- SONUÇ

Sonuç itibariyle sigortalıların, 5510 sayılı Kanunda sayılan haller içinde bir zarara uğraması ve ölmeleri durumunda üçüncü kişilerin ağır kusuruyla da olsa iş kazası sayılmaktadır. Ki5510 sayılı Kanun, böyle birdurumda sigortalıya gerekli yardımların sağlanacağını, bununla birlikte Kanun’un uygulayıcısı olan SosyalGüvenlik Kurumu’nun rücu hakkının bulunduğunu da açıkça hükme bağlamıştır.

Serdar Aday
Sosyal Güvenlik Uzmanı

 

(1) Can TUNCAY – Ömer EKMEKÇİ, Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri, Beta Yayınları, İstanbul 2011, s. 286

(2) 16.06.2006 tarih 26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(3) Ömer AKEL, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanuna Göre İş Kazası Sayılan Haller ve İş Kazasının Bildirilmesi, Seçkin Yayıncılık, Ankara-2019, s.27

(4) 16.06.2006 tarih 26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(5) Ömer AKEL, SSGSS Kanuna Göre İş Kazası Sayılan Haller ve İş Kazasının Bildirilmesi, Seçkin Yayıncılık, 2019-İstanbul, s.100 vd.

(6) 16.06.2006 tarih 26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(7) Reşat MERTTİR, “İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları Bakımından Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu”, Yaklaşım Dergisi, Eylül-2014, S.261

(8) AKEL, s.100 vd